Reklam

24 Ekim 2020 Cumartesi

İskender Pala | Aşkname

 



Bütün iyi dilekler ve selamlardan sonra...
Dilenciden sultana, köleden efendiye
Hânım hey!..

Sen ki muhabbet gülistanıma revnak bağışlayanım, efendimsin,
Sen ki arzum, emelim, hicranım ve elemimsin,
Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden, 
kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık. 
Sevgili eşiğinde ölene değil sağ kalana şaşmak gerekir, der bir bilge 
Ama ben senden uzakta, aşkınla hasta, ama aşk sayesinde sıhhatteyim. 

Araya bunca yılın hasreti girmişken bir gün seni görmeye dayanabilir miyim bilmem, 
Ama her sabah seni görüyor ve yüzünden aldığı güzellik ile insan içine çıkıyor diye güneşe, eşiğini döne dolaşa senden nur çalıyor diye her akşam mehtaba bakıyorum, bilesin. 
"Bugün nasılsın ey kâinatın başı dönmüş yıldızı?" diyorum ona, hasbıhal ediyorum;
"Ne haldedir sevgilim, hoş mudur, sofaca mıdır İstanbullar sultanı bugün?" diye tekrar soruyorum.
"Hiç benim bulunduğum yerden daha kederli bir âleme doğdun mu sen; 
hiç aşkta altüst olmuş bencileyin bir firkatzede üzerine parladın mı?" diye sitem ediyorum bazen...

Velhasıl günlerce ve gecelerce güneşlere ve aylara durmadan ve dinlenmeden seni soruyorum, 
hâlâ bir haberini alamayışımı şikâyetle söylüyor, anlatıyorum. 

Senin beni unutma ihtimalini hatırlayıp çıldırıyorum bazı günler 
Ve bazı geceler yüzünü eskisi gibi hayal edemeyeceğimden korkup kahroluyorum. 

Sonra tevbeler ediyorum. 
Seni unutma ihtimalini düşündüğüm için.

Mücrimek || Toplum buna hazır

 



Ben seni seviyorum ve sanırım toplum buna hazır 
Umurumda bile olmaz nükleer denemeler 
Bıraktım Nietzsche'yi Kant'ı kafam hiç karışık değil 
Ruhum en güzel yaşında ve sen yeterince büyüksün 
Kitaplarda tanıdığım tüm kadınlardan güzelsin..